Site icon Bursa Tabip Odası

15 Mart’ta Ankara’da Büyük Beyaz Mitingde Buluşuyoruz!

Son yedi yılda sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet eylemlerinin sayısı doksan bini aştı. Günde yaklaşık kırk saldırıyla karşı karşıya kalan başta hekimler olmak üzere diş hekimi, eczacı, veteriner hekim, psikolog, biyolog, sağlık memuru, hemşire, ebe, laborant, anestezi teknisyeni, onkoloji teknisyeni, acil tıp teknisyeni, diyetisyen, çevre sağlığı teknisyeni, fizyoterapist, optisyen, aile sağlığı merkezi çalışanlarından oluşan sağlık ordusu olarak artık bu haksız saldırılara dur demekte kararlıyız.

Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunların kaynağı sağlık çalışanları değil, uygulanan sağlık politikalarıdır. Sağlık çalışanlarının her biri, gerçekleşen her saldırıyı kendilerine yapılmış kadar derinden hissetmekte, bir o kadar yaralanmaktadır. Biriken tepkiler, yurttaşlarla sağlık çalışanları arasındaki iletişimi sarsmakta, sağlık sunumunun güvenilirliğini temelden etkilemektedir.

2003 yılından itibaren uygulanmaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Projesi, sağlık alanındaki sorunları çözmek bir yana daha da kronik hale getirdi. Sağlık işgücü piyasasını esnekleştiren, performans mantığını yerleştiren, halk sağlığını geri plana atan, sağlık hizmetlerini GSS ve katılım paylarıyla ücretli hale getiren, şehir hastaneleri projeleri ile sağlık kurumlarını özel sektörün kontrolüne bırakan Sağlıkta Dönüşüm süreci, hem yurttaşlara hem de sağlık emekçilerine yük olmaya devam ediyor. Nitelikli sağlık hizmeti için çabalamayan, hastaları tüketici ya da müşteri olarak gören, hastaneleri ve diğer sağlık kuruluşlarını da ticari kuruluş gibi gören iktidar yapısı sorunun gerçek sahibidir.

Hal böyleyken, diğer yandan da şiddet uygulayanlar mahkemelerden sembolik bile denilemeyecek cezalar almakta ya da serbest bırakılmaktadır. Siyasi iktidar ise sadece bu tür haberler gündem olmuşsa veya ölümle sonuçlandığı takdirde açıklama yapmakla yetinerek, şiddet ve mağduriyet karşısında caydırıcı adımlar atmaktan kaçındığı gibi, bu yolla sağlık emekçilerini itibarsızlaştırıp emeklerini fiilen değersizleştirmektedir.

Sağlık hizmetini alan yurttaşlarla biz sağlık emekçileri, talep ve beklentileri birbirine zıt rakipler değil, iyi bir sağlık hizmeti sunumunun iki eşit tarafıyız. Bu sebepledir ki; nitelikli ve şiddetten uzak bir iklimde sağlık hizmeti sunma talebi bizim olduğu kadar halkımızın da ortak isteği olmalıdır. Haklı isteğimizin yurttaşlara ulaştırılmasında siz basın emekçilerimizin katkılarını çok değerli ve gerekli buluyoruz.

Sağlıkta şiddet, ekonomik krizden, yoksulluktan, işsizlikten, anayasal hakların askıya alınmasından, sosyo-ekonomik kutuplaşmadan, siyasilerin ötekileştirici söylemlerinden, özet olarak ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve sınıfsal iklimden ayrı tutulamaz. İş cinayetleri, kadın cinayetleri ve insan hakları ihlallerini birlikte inceleyecek olursak; tüm bu şiddet eylemlerinin eşzamanlı olarak tırmandığını göreceğiz. Bunun gerçek sebebinin iktidar tarafından göz yumulan ve kabartılan şiddet iklimi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Biz sağlık çalışanları; sağlıkta şiddete ve buna yol açan sağlık politikalarına “ARTIK YETER!” diyoruz. Vereceğimiz mücadeleyle emeğimize ve mesleğimize sahip çıkıp, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet iklimini sonlandırmakta kararlıyız. Görevimiz olan sağlık hizmeti sunumunu şiddetsiz ve barışçıl bir ortamda, aldığımız bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirerek, halkımızın ihtiyaç duyacağı nitelik ve gereklilikte sunmaya kararlıyız. Bu görevi siz değerli basın kuruluşlarının desteğini de arkamıza alarak mutlaka başaracağız. Aldığımız eğitimin, bize yüklenen toplumsal ve kamusal sorumluluğun gereğini yerine getirecek; iktidarın çözüm için çaba göstermekten kaçındığı şiddet ortamının ortadan kaldırılması için gerekli bütün çabayı göstereceğiz. Demokratik yollardan direnerek emeğimizin değersizleştirmesine engel olacak; sağlık çalışanlarına yönelik vahşi şiddeti ve vicdansızca akıtılan kanı durdurmak için meydanlara çıkacağız.

Üyemiz olan ve olmayan bütün sağlık çalışanlarıyla, emeklilerimizle, göreve başlatılmayıp atama bekleyen genç meslektaşlarımızla ve geleceğimizi oluşturmaya hazırlanan her branştan tıp, hemşirelik, diş hekimliği, eczacılık, veteriner hekimlik, psikoloji, sosyal hizmetler ve sağlık bilimleri öğrencisi binlerce kardeşimizle birlikte tüm halkımızı; 15 Mart Pazar günü Ankara’da “BEYAZ MİTİNG”de buluşarak sağlık ortamının şiddetten arındırılması ve iktidarın yanlış sağlık politikasıyla sağlık çalışanları başta olmak üzere halkımızın giderek bozulmakta olan sağlığının daha da bozulmasına engel olmak için on binlerce sağlıkçı, hep bir ağızdan haykıracağız:

SAĞLIK’TA ŞİDDET SONA ERSİN!

Sağlık ortamına dair öncelikli 5 talebimizi dile getireceğiz:

1) TTB’NİN HAZIRLADIĞI SAĞLIK EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİNİN DESTEKLEDİĞİ “SAĞLIKTA ŞİDDET YASA TASARISI” MECLİS TARAFINDAN HEMEN YASALAŞTIRILSIN

2) SAĞLIK HİZMETİ SUNARKEN KARŞILAŞILAN ŞİDDET OLAYLARI SONUCU ORTAYA ÇIKAN YARALANMALAR İŞ YERİ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI KAPSAMINA ALINSIN

3) MUAYENE RANDEVULARI HASTALIĞIN TANISI VE TEDAVİSİNE YETERLİ SÜRE AYRILACAK ŞEKİLDE DÜZENLENSİN

4) ACİL SERVİSLERDE SADECE ACİL HASTALARA HİZMET VERİLSİN

5) BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ GÜÇLENDİRİLEREK SEVK ZİNCİRİ UYGULAMASINA GEÇİLSİN

BURSA TABİP ODASI

BURSA DİŞ HEKİMLERİ ODASI

BURSA VETERİNER HEKİMLER ODASI

Exit mobile version