Site icon Bursa Tabip Odası

Şiddetin Gölgesindeki Sağlık Hizmeti

Şiddetin Gölgesindeki Sağlık Hizmeti

18 Ocak 2017 günü Karacabey Devlet Hastanesi acilinde bir şiddet olayı yaşanmıştır. Bir hasta yakını acil tıp teknisyenini rehin alarak isteğinin yerine getirilmesini talep etmiştir. Öncelikle olayın, kimse zarar görmeden sonuçlanmış olmasından dolayı sevindirici buluyoruz. Karacabey Devlet Hastanesi acil biriminde çalışan tüm meslektaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Olay sonrası görüştüğümüz gerek acil tıp teknisyeni arkadaşımız, gerek hastane yöneticileri, gerekse olayın tanığı olan meslektaşlarımız bu tür şiddet olaylarının, özellikle sözlü olanlarının, neredeyse her gün yaşadıklarını, bu durumun çalışma hayatlarını etkilediğini, mesleklerini yaparken uğradıkları bu tür saldırılar konusunda yapılması gerekenlerin yapılmadığını belirttiler.

Sağlık Bakanlığı’nın 1 Haziran 2012–7 Ağustos 2015 tarihleri arasında Beyaz Kod birimine gelen şiddet başvurusu 38 bin 253.

 Günde en az 31 sağlık çalışanı fiziksel veya sözel şiddete maruz kalıyor.

2015 yılında 12 bin 944 sağlık çalışanı üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, şiddete uğrama oranı yüzde 44,7.

Yani her iki sağlık çalışanından bir tanesi şiddete uğruyor.

 Şiddete uğrama oranları kamuda yüzde 47,8, özel sektörde yüzde 27,6

Kadınlar erkeklerden daha fazla şiddete uğruyor, kadınlarda yüzde 48,2, erkeklerde yüzde 39,5

Ülkemizde acil başvuru sayısı 100.000 in üzerindedir,

Sağlıkta acil servislere başvuru sayısının artması, gerçek acil hastaları dışındaki normal poliklinik hastalarının da acile başvurusunun olması acil polikliniklerde hizmet vermeyi zorlaştırırken, gerçek acil hastaların da gerekli tedaviye ulaşmalarını engellemektedir. Nitekim Karacabey Devlet Hastanesine olayın gerçekleştiği gün acil polikliniğine 400 hasta başvurusu olmuştur. Bu sayı iki hekimin görev yaptığı bu hastane acilinin, hasta yükünü çok güzel anlatmaktadır.

Sorunun bir diğer kaynağı ülkemizdeki şiddet ortamıdır. Ülkemizde yaşanan şiddet sarmalından, olayların çözümünün şiddet uygulayarak çözüleceği kültürünün yaygınlaşmasının yerleştirdiği davranış şeklinden maalesef en çok sağlık çalışanları zarar görmektedir. Bu şiddet kültürünü yanına Sağlıkta Dönüşüm Programı ile müşteri konumuna getirilen hastaların memnuniyet anlayışı ve yüksek beklentileri, “hastama hemen bakılacak, teşhis ve tedavisi derhal yapılacak, işim kısa sürede bitecek” algıları eklenince bu şiddet ortamı oluşmuştur.

Şiddet, genelde güvenlik önlemlerinin yetersizliği ile birlikte tartışılmaktadır. Sağlık hizmetlerinin yaygınlığı göz önüne alındığında, sorunun güvenlik önlemlerine indirgenmesi ile sorunun çözülemeyeceği çok açık görülmektedir. 2012 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu” kurulmasına karar verildi. Bu komisyon, Türk Ceza Kanunu’nda şiddette cezayı müeyyidenin artırılmasına yönelik “Sağlıkta Şiddet Yasası” ya da yine bir şiddet olayında kaybettiğimiz meslektaşımızın adıyla “Ersin Arslan Yasası” olarak bilinen yasa tasarısını oluşturdu. Bu yasa hala Mecliste bekliyor. Günümüzde bu tarz saldırıları gerçekleştiren şahıslar birkaç saat sonra kolluk güçleri tarafından salıverilmektedir.
Şiddet ortamını oluşmasının nedenleri şöyle sıralanabilir,

•    Sağlıkta Dönüşüm Programı ile hastalar müşteri konumuna getirildi ve memnuniyet anlayışı sorgulanmakta.
•    Tıbbi açıdan gereklilik olup olmadığına bakılmaksızın hastalara talep ettikleri her şeyin istedikleri anda karşılanabileceği şeklinde bir algı oluşturuldu.
•    Hem medyanın haber yapma şekli hem de iktidarın söylemlerinde kullanılan dil ile sağlık çalışanları itibarsızlaştırıldı.
•    Performans sistemi ile hastaya ayrılan zaman kısaldı.

Sağlıktaki şiddetin sorumlusunu yalnızca şiddeti uygulayanlara indirgemek sorunun temelini görmemek demektir. Şiddete sessiz kalan, gereğini yapmayan, hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını korumayan yetkililerde en az şiddeti uygulayanlar kadar sorumlulukları bulunmaktadır.

Bizler sağlığın temel uygulayıcıları ve toplumun sağlığını koruyan bireyler olarak, mesleğimizi uygularken, hastalarımızla olan ilişkimizdeki güven unsurunu yok eden şiddetin gölgesini hissetmek istemiyoruz. Bizler, bu meslek örgütünün temsilcileri Bursa Tabip Odası olarak sorunun nedenini ve çözüm önerilerini defalarca dile getirdik. Bu sesin duyulmasını, dinlenmesini talep ediyoruz. Bu konuda bir kez daha herhangi bir hekim ve sağlık çalışanı, fiziksel veya ruhsal olarak zarar görmeden, sağlık yöneticilerini, geçmiş olsun dileklerinin yanı sıra bu alanda gerekenleri yapmaya, önlem almaya davet ediyoruz. 20.01.2017

                                                                                                             BURSA TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU

Exit mobile version