Site icon Bursa Tabip Odası

Tam Gün Üzerine Traji-komik Bir senaryo

bursa tabip odası logo

Bir Kadın Doğum Uzmanı Tarafından Kaleme alınmışTam Gün Yasa Tasarısı Sonrasına Yazılmış Traji-komik Senaryo

Biz kendi aramızda mailleşirken bir gece tam gün yasası çıkar.Gazeteler ve TV’ler vatandaşa ne büyük kolaylıklar yapılacağını bizzat bakanın ağzından ballar akıtarak halka anlatırlar… TTB ve birkaç dernek başkanının lafı gürültüye gider…
Biz biraz daha ağlaşırız…
Devlette çalışıp da muayenehanesi olan doktorların %20’si yılgınlıktan istifa eder. Diğerleri ne olup biteceğini görmek için şimdilik bekler…
 
Dr. Özel M.
Özel muayenehanesi olan, hiçbir devlet kurumuyla bağlantısı bulunmayan Dr. Özel M. Bey olanı biteni fazla umursamaz. Tuzunu kurutmuş, başı ağrımasın diye devletle ilişiğini çoktan kesmiştir zaten. Ertesi gün bayan 33 hf nın suları gelir ve daha önce konuştukları gibi Hospitaloğlu hastanesine başvurur ve Dr. Özel M’yi arar. Dr. Özel M. derhal hastaneye koşar ve suları gelen bayan 33 hf’yı ameliyathaneye
aldırır. Bu arada acilen bayan muhasebe kendisini arar. "Ameliyatı sizin üzerinize mi yoksa Dr SGK’lının üzerine mi yazalım?" der. Dr. Özel M. elbette benim üzerime der, hastanın kapı gibi özel sigortasi, benim de o sigortayla anlaşmam var. Iyi ama der, bayan muhasebe bizim hastane SGK anlaşmalı, sizi kayda geçersek Sağlığımın Bakanı bize 50.000 TL, size de 25.000 TL ceza yazar. Isterseniz Dr. SGK’nın adını yazalım bu seferlik. Sonrası için başka katakulliler düşünürüz. Dr. Özel M sinirlenir, başı ağrır. Bn 33 hf’yı apar topar SGK anlaşması olmayan Hacıalem hastanesine götürmek ister. Bn 33hf’nın kocası telefonla Hacialem hastanesini arar, kapı gibi özel sigortasının pek kifayetsiz kaldığını öğrenir ve Dr. Özel M’ye "burda kalsak" der. Dr. Özel M’nin göğsü daralır, kolu kanadı düşer, Dr. SGK’lıya rica minnet eder. O da bu seferlik surat etmez. Sonrası için allah kerimdir…
 
Prof Özel
Prof Özel, o sabah Columbia Bristol Hastanesindeki işine gitmeden önce kahvaltısında Zürriyet gazetesinin 8. Sayfasının dibinde Estambul Universitesi’nden aynı branşta bir meslektaşının "tam gün" sonrası sorunlarla ilgili Gasteci Bn. Kimsebilmezle derleştiğini okur. "Amma da ağladılar" der. Ovumları pikaplamak için yola çıkar. Hastaneye vardığında koridorda Ameliyatçı Paşa Fakültesinin fertil Doç’una rastlar. "Na’ber Doçum, ne işin var burda?" diye hatır sorar. "Abi kadro işi olmadı, biz de Steril Hoca’yla ekip kurduk, galiba bundan sonra birlikteyiz" der. Prof. Özel renk vermeden koordinatörün odasına çıkar. Steril Hoca da ordadır, çay içmektedir. "Işte böyle" der. Artık biz de burdayız." Koordinatör durumu açıklar, "üçüncü bir ekiple de görüşüyoruz, şu yüzdeleri bir gözden geçirelim, Bostanlı’ya da bir merkez açıp hepinizi koordine edeceğiz…"
 
Prof. Akademik
Prof. Akademik olanı biteni sükunetle kaşılar. Muayenehanesi yoktur zaten. Para hırsı da yoktur. Öğrenciler O’nu seviyordur, O da onları. Her hafta birkaç ameliyat yapıyor ve asistanlara da yaptırıyordur. Eline geçen 6-7 bin TL ile kimseye muhtaç olmuyordur. Zaten eşi de hayatı zarifleştirecek maddi manevi desteği veriyordur. Ancak son günlerde hastanede canı sıkılmıştır biraz. Meslektaşlarından biri O’nu vakasını çalmakla suçlamıştır. "Buna tenezzül edecek adam mıyım" diye çok kızar, bir iki laf da giydirir tabi. O günden sonra araları limonidir, selam bile vermiyordur. Bir diğeri her gün gelip polikiliniğe oturuyordur erkenden. Üçüncüsü gelip gelip diğer ikisini şikayet ediyordur. Bir başkası "asistan vakası mı olur, bizim adımız yazılsın şu işlere" der. Destek bulur. Asistanlar artık çok mutludur, günlerinin tamamını hocalarıyla birlikte geçiriyor ve dolu dolu hayat bilgisi dersleri alıyorlardır. Dükkanı kapatanların hepsi tekkeye dolmuştur, çorbayı içmek için performans gösteriyorlardır. Puanlamayı adil hale getirmek için çok mücadele veriyorlardır, çok… Bazıları hayıflanıyordur, "eskiden döner yerdik, hoca katığımız da vardı bir tutam. Ama bu ay galiba SGK ödemeleri gecikmiş, perfore olmuşuz…" "Emekli mi olsam" diye düşünür Prof. Akademik…
 
Part-Time Hocaefendi
Tatilden yeni dönmüş, biraz dinlenmiştir. Dükkanı kapatalı 6 ay geçmiş, hala ne yapacağına bir türlü karar verememiştir. Zaten ne olacağı da belli değildir. Fakülteye giderken içinde bir sıkıntı vardır hep. Baş Hoca’nın odasında hep aynı geyikler. Çok bilen Abi’nin bir yakınının billur partiden samimi bir arkadaşının dediğine göre SGK sıkışmış, maliye bakanı ek ödenek vermiyormuş, "IMF ne der, ücretleri aşağı çekin" diyormuş. Sağlığımın Bakanı bazı hastanelerde soruşturma başlatmış dosyaları tek tek inceletecekmiş. Kamu birliğine devrettik hala ödenek istiyorsunuz, nasıl zarar edersiniz?.. Bir rivayete göre de başbakan geçen biraz imalı bir şekilde "neler oluyor" demiş. Miş miş de miş miş…. Öğleden sonra klinikte ortalık yine boşalıyormuş eskisi gibi. Hocaefendi millet nerde diye düşünüp dururmuş. Duyduğuna göre Prof. Uyanık Dr. Özel M ile yakın arkadaşmış. Prof Biraz Çekingen de Dağcılar civarında bir Hospitalyumda her Cumartesi çay içermiş. Prof. Servis, heryere servis yaparken, Prof Underground’un ne yaptığını kimse bilmezmiş. Part-time eskisi Hocafendi "off of" demiş. Danıştayın iptal ettiği rotasyonu yeniden düzenlemişler. Herkesi evire çevire götüreceklermiş. Rotasyon sırası bana geliyor zaten. "Altı ay daha bekler, çeker giderim. Ezdirmem kendimi, Hacıalem Çiftetelli’ye şube açıyormuş, ben de mi koordine olsam".
 
Dr. Mustafi
Istifa eder etmez soluğu Dışkapının Zembereği hastanesinde alır. Sahibi geçen sene sık sık telefonla arayıp "gel bize" derdi zaten. "Vay doktorum, gel yamacıma" der Anadolu Kaplanı. "Seni ne çok sevdğimi, söylesem de bilemezsin. Ama benim kadro şu an maalesef çok kabardı. Bazı arkadaşları hatır için tutuyorum inan. Eski paraları nasıl verelim şu devirde. Sana Dağcılar polikliniğinde akşam 8-12’yi verelim. Orayı Dr. Yeni Mustafi ile birlikte götürüsünüz. Serbest meslek makbuzun vardı değil mi? Kendine emeklilik sigortası, sağlık sigortası, malpraktis sigortası yaptırmayı da unutma sakın, biz sorumluluk alamıyoruz. Fiks mi? dedin, o eskidendi saftoşum, artık veremiyoruz, malum piyasa…"
 
Dr. Kanun Nisa
"Sinir oldum ya" diye hışımla girer akşam eve Bn Kanun Nisa. "Ne oldu" diye sorar eşi, "paranı yine mi geciktirdiler?" "Ya bırak onu, 6 ay öncekini bile daha vermediler de, artık "yüzde üçün birini alacaksınız, sigorta primlerinizi biz yatırmayacağız, serbest meslek makbuzu edinin" diyorlar. Yeni üç kişi başladı bu ay. Onlar öyle yapmış. Zaten SGK ödemelerde zorluk çıkarıyormuş. "Ayrıl sen de o
zaman" der eşi Asabi. Yaa ben de düşündüm, hatta Anadolu Kaplanı’yla görüştüm. Biliyorsun geçen sene hep çağırırdı bize gel diye. Şimdi Dağcılar polikilniğinde akşam 8-12 çalışırsın diyor."
 
Dr. Devlet
Başhekimin odasından yüzü sapsarı çıkar dışarı. "Ulan o kadar hasta bakıyoruz gene de yaranamıyoruz. Ne bileyim ben kustah sahibinin, ilçe baskanıyla komşu olduğunu. Bir daha muhattab olursam ne olayım. Yaz reçetesini ver eline. Kim yaparsa yapsın müdahalesini. Sanki çok performans veriyorlar. Yok SGK denetimi bitmemiş, yok öncelik sarf malzemesineymiş. Üç kuruşa indik sonunda. Çocuğun okul masrafına yetişemiyoruz. Dr. Işini Bilen gibi mi yapsam yoksa. Yok ya, sonra Dr. Yancep gibi içeri tıkarlar. El içine çıkamazsın. "Komplo kurmuslar" diyor karısı ya neyse, perişan olmuş çoluk çocuk. Şeytan diyor ki "bas istifanı git Dağcılara Mustafi’nin yanına…"
 
Dr. Asistan
O gün baktığı bütün hastaları klinik şefine performansladıktan sonra, asistan odasına gelmiştir. Biz nasıl göstereceğiz performansımızı? Diye hayıflanarak masanın üstündeki gazetenin sayfalarını çevirmeye başlar. "Aa, mecburi hizmeti 4 yıla çıkarıyorlarmış!." Sağlığımın bakanı "eskiden daha kısa süre mecburi yapanlar için de yeni düzenlemeler getiriyoruz" demiş. "Hekimlerin çalışma düzenini yeniden ayarlıyoruz, aralarındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak istiyoruz…"
 
5 yıl sonra
 
Dr. Intern
Yeni sağlık bakanı demeç vermiş "bu yıl mezun olan 10.000 doktorun hepsini kamuda istihdam etmemiz mümkün görünmüyor". Bakanlığımızdaki bos kadrolar için her yıl Eylül’de sınav açmayı düsünüyoruz, ihtiyaca göre Nisan’da da açabiliriz". Ailesi biraz kaygılıymış, ama O kendisine güveniyormuş. "Bitirince doktorluğa alınma sınavına iyice çalışacağım" demiş. Eylül’de başaramazsam Nisan’da tekrar denerim. Inşallah iyi bir yere kura çıkar da ders çalışmaya devam ederim. Yoksa 2 yıllık süre bitisinde TUS’a girme hakkı gelince sıkıntı çekerim. Baktım olmuyor biyoloji öğretmenliğine basvururum. Nasıl etsem nerelere gitsem…"
 
Hasta Halkımız
Hasta halkımız "haklarım da haklarım, ben adamı haklarım" diye veryansın ediyormuş kameraya. Beni ordan oraya sevkediyorlar. Alet bozukmuş, dört aydır sıra bekliyoruz. Bir tanıdık bulup, nerelere basımı vursam. Neyse parası verelim kardeşim. Özele de gittik bir sürü tetkik, ortada bisey yok.
 

Exit mobile version