Page 584 - Multidisipliner Covid 19
P. 584

BÖLÜM  31






          sonucu ortaya çıkabilen tat ve koku bozukluğu yeni bir durum değildir.
          Rhinovirüs, EbsteinBarr virüs, parainfluenza virüs ve diğer koronavirüs
          türleri;burun akıntısına, burun mukozasında ve olfaktör bölgede ödem
                                                                        7
          ile enflamasyona yol açarak olfaktör disfonksiyona yol açabilirler.  SARS-
          Cov-2’in primer yerleşim bölgesi solunum epiteli olduğundan, olfaktör
          nöroepitelin etkilenmesi şaşırtıcı değildir. COVID-19’da bu diğer virüslerden
          farklı olarak burun akıntısı şikayeti olmadan, hastalar izole koku alma
                                       8,9
          bozukluğuyla başvurabilirler.   Bu hastalar COVID-19 tanısı açısından
          diğer kriterleri taşımadığından gözden kaçabilir ve gizli taşıyıcı olarak
          hastalığın yayılmasına yol açabilirler. 10

          Avrupa ülkelerinde yapılan çok merkezli bir çalışmada 417 hafif-orta
          COVID 19 hastası tat ve koku bozukluğu açısından değerlendirilmiştir.
          Hastalarda görülen en sık belirtiler öksürük, myalji ve tat bozukluğudur.
          Yüz ağrısı ve burun tıkanıklığı ise diğer kulak burun boğaz semptomlarıdır.
          Hastaların %88’i tat bozukluğu, %85.6’sı koku bozukluğu bildirmişlerdir.
          Kadınlarda koku ve tat bozukluğunun daha fazla olduğunu raporla-
                   5
          mışlardır.  Burun tıkanıklığı ve akıntı şikayeti olmayan hastalarda ani
          şekilde ortaya çıkan anosmi COVID-19 açısından şüpheli kabul edilmelidir.
          Gerekli testler yapılarak hastaların izolasyona alınması hastalığın kontrolü
          açısından önemlidir.Yeni başlayan anosmi ve tat bozukluğu olan hastalarda,
          oral ve nazal steroidlerin kullanılması önerilmemektedir. Tek şikayeti
                                                                  11
          koku alma bozukluğu olan hastalara evlerinde kalmaları ve diğer belirtiler
          açısından kendilerini izlemeleri önerilmektedir.


          2) Kişisel koruyucu ekipman (KKE), poliklinik muayenesi ve endoskopik
          işlemler


          a) Kişisel koruyucu ekipman (KKE)

          Poliklinik muayenelerinde rutin olarak cerrahi maske, göz koruyucu
          gözlük ve maske takılmalı, uzun kollu giysi/tulum, bone ve eldiven
          giyilmelidir. Endoskopik otolaringolojik muayenelerde yukarıdakilere ek
          olarak FFP2/N95 veya N99/FFP3 maske takılması ve tüm yüzü koruyan
          yüz siperliklerinin kullanılması önerilmektedir. 12, 13  Bazı merkezler partikül
          penetrasyon oranı %1, yüz burun maksimum akım oranı %2 olan FFP3
          maskeleri önermektedirler.  Muayene sonrası diğer hasta alınıncaya kadar
                                   14



                                                                        583
   579   580   581   582   583   584   585   586   587   588   589