Page 629 - Multidisipliner Covid 19
P. 629
Psikiyatri Aç›s›ndan COVID-19
bulaşma korkusu (kendileri için, aileleri ve özellikle de yaşlılar için) ve
bu korkunun getirdiği sınırlamalar nedeniyle daha fazlasını yapamamanın
neden olduğu suçluluk duygusu profesyonelleri yıpratan bir zorluktur.
Altıncı olarak, genellikle öğrenilmiş çaresizlik ve umutsuzluk duygusu
vardır. Profesyonelin her şeyini verdiği bir günün arkasından daha büyük
bir yük ve daha fazla stresin yaşandığı bir gün gelebilir. İyi iş ödüllen-
dirilmez, kişinin değiştiremeyeceği ya da etkileyemeyeceği talepler
nedeniyle iç kontrol eksikliği hissi vardır. Tükenmişlik ve stres bozuk-
luklarının önlenmesi için yeterli dinlenme ve stres kaynağıyla bağlantının
kesilmesi gereklidir. Bu nedenle, vardiya ve molaların planlanması ve
sağlık çalışanlarının stres kaynağından uzaklaşabileceği alanların yaratılarak
bu molalar için zorunlu süre ayrılması tavsiye edilir. Sağlık personelinin
kendi sağlığını koruma hakkının yanı sıra, sağlığın hem bedensel hem de
ruhsal açıdan sağlıklı olma hali olduğu unutulmamalı ve mesleki
performanslarını sürdürebilmeleri için de ruh sağlığı hizmetlerinden fay-
dalanmanın bir lüks değilgereklilik olduğu bilinmelidir (9).
COVID, SİSTEMİK ETKİLERİ VE PSİKİYATRİ
COVID-19'un gastrointestinal, renal, kardiyovasküler, pulmoner,
immünolojik ve hematolojik sistemler dahil olmak üzere birçok organ
sistemini etkilediğine inanılmaktadır (27). Bu sistemlerin zarar görmesi,
psikotrop ilaçların emilimini, dağılımını, metabolizmasını ve/veya
atılmasını etkileyen farmakokinetik değişikliklere ve ayrıca bazı yan
etkilere karşı artan duyarlılığa yol açabilir. Bu nedenle, klinisyenler, mevcut
psikiyatrik tedavilerde değişiklik yapmak gerekebileceğinin farkında
olmalıdır. Ayrıca bu hastalığı tedavi etmek için kullanılan ilaçların
nöropsikiyatrik etkilerine aşina olunmalıdır (28).
1. HEMATOLOJİK ETKİLER
COVID-19 hastalarının % 63'ünde lenfopeni ve % 25'inde lökopeni olduğu
bildirilmiştir (29). Lenfopeninin ciddi COVID-19 vakalarının bir özelliği
olduğu ve kötü bir prognostik faktör olarak kullanılabileceği öne
sürülmüştür. Bu nedenle beyaz kan hücresi üretimini, özellikle lenfositleri
daha fazla etkileme potansiyeline sahip ilaçları dikkatli kullanmak veya
kullanmaktan kaçınmayı düşünmek mantıklı görünmektedir. Lökopeni,
628